23 Nisan 2012 Pazartesi

İÇİNDE YAŞADIĞIM DERİ


Pedro Almodovar’ın kendine has tarzıyla çektiği son filmi İçinde Yaşadığım Deri (La Piel Que Habito – The Skin I Live In), Fransız yazar Thierry Jonquet’in Tarantula romanından uyarlanmış, filmin başrollerini Antonio Banderas, Elena Anaya ve Marisa Paredes paylaşıyor.


Frankestain filmindeki gibi ilginç deneylerle bir anlamda kaderi yok sayan, yaratıcı-yaratılan ilişkisini anlatan, gerçekleştirmek istediği deneyini saplantı ve tutkuya dönüştüren bir bilim adamının trajedilerle dolu hayatı üzerinden intikam, takıntı, ihanet, ensest ve Almodovar’ın olmazsa olmazı cinsel kimlik kavramları düşündürülüyor.




Doktor Robert Ledgard, kardeşiyle kaçan karısının trafik kazasında yanması üzerine yeni bir deri oluşturmak için deneyler yapar ve karısının yüzünü görmemesi için evden aynaları kaldırtır. Bir gün karısının kızının söylediği şarkıyı dinlemek için pencereyi açmasıyla camdan yüzünü görür ve pencereden atlayarak intihar eder. Bu duruma şahit olan kızı da ruhsal bunalıma girer ve uğradığı tecavüz sonucu annesi gibi intihar eder. İşte bundan sonra Robert’in intikam serüveni başlar ve sürpriz gelişmeler birbirini takip ederken flashbacklerle geçmiş ve günümüz arasında bağlantılar kurulur.


Alberto Iglesias’ın müziklerinin başarılı bir şekilde kullanıldığı filmde lüks bir malikanede yaşanan ve sırlarla dolu bir hayat bilimkurgu, gerilim ve şiddet unsurlarıyla anlatılıyor. Bedenin değişmesiyle ruhun değişemeyeceği, erkek ve kadın kimliklerinin çatışması, şiddetin cinsellik ve intikam gibi konularda kendini göstermesi filmin ana temalarını oluştururken seyirciyi de sürprizlerle ve beklenmedik bir sonla şaşırtıyor. 


İçinde Yaşadığım Deri, Almodovar Sineması sevenlerin memnun kalacağı bilimkurgu, gerilim ve dramın iç içe geçtiği, arşivde yerini alması gereken başarılı bir yapım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder