Bir mesajı olup düşündürmeyi amaçlayan ve ‘sanat filmi’ kategorisine koyup da sıkılmadan aksine heyecan duyarak izlediğim güzel bir film: Nar.
Başlangıçta birbirinden bağımsız iki ayrı çevre görüyoruz filmde: Biri elit bir semtte olduğu anlaşılan, konforlu, dekoratif bir ev; diğeri fakir, gecekondulardan oluşan varoş bir semt ve bu iki farklı çevrede yaşayan iki farklı kadın… Falcı Asuman’ın Doktor Sema’nın evine gitmesiyle başlayan hikaye, gerilimli temposuyla yaşananları merak içinde izlettiriyor. Sonradan Kapıcı Mustafa’nın da dahil olduğu evde, yarım gün içinde şiddet, gerilim ve dram bizi başından itibaren filmin içine alıyor.
Filmin isminden de anlaşılacağı gibi nar taneleri insanları, birbirimizle aynı bir o kadar da birbirimizden farklı oluşumuzu temsil ediyor. Kesişen hayatlar üzerinden sınıfsal farklılıkların, adalet kavramının, inanç ve vicdan hesaplaşmasının sorgulanmasına neden oluyor. Hepsi birbirinden farklı hayatlara sahip karakterlerin farklı acıları, bir o kadar da aynı duyguları ve gerçek dünyanın acımasızlığıyla duygulara yer olmadığını ya da olamadığını gösteriyor.
“Doğru olan şey bazen yanlıştır”, “vicdan, eskilerden kalma bir şey…” gibi unutulmayacak repliklere sahip olan filmde oyunculuklar da oldukça başarılı. Sadece tek mekanda geçtiği gibi dört kişilik oyuncu kadrosuyla minimalist sinema özelliğine de sahip filmde Serra Yılmaz, falcı Asuman rolüyle sadece bakışlarıyla bile bizi etkilerken kendine has tarzı ve konuşmasıyla karakterle özdeşleşiyor, Erdem Akakçe kapıcı Mustafa olarak ‘tek’ erkek karakteri temsil ettiği halde göze batan ve rahatsız edici bir kimlik sergilemiyor aksine karakteri gayet doğal, olması gerektiği gibi temsil ederek sempatik oluşuyla da filme renk katıyor. İrem Altuğ, filmin başından itibaren dişiliği ve gerçeklerden kendini soyutlamış, modern kadını canlandırırken İdil Fırat, hayatın yükünü omuzlarına almış olması nedeniyle erkeksi, realist, soğukkanlı ve başarılı bir doktor rolüyle oldukça iyi bir performans sergiliyorlar.
Farklı kamera açıları, etkileyici diyaloglar, tek mekanda geçmesine rağmen akıcı ve merak uyandıran geçişler, düşünmeye ve yorumlamaya açık finaliyle Nar, film bittikten sonra düşünmeye iten ve hafızalardan kolay kolay silinmeyecek bir film.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder