9 Ekim 2012 Salı

Filmekimi'nden Yansımalar: Tutku





Bu yıl, yaşadığım talihsizliklerden ötürü seçtiğim tüm filmleri alamayarak sadece üç filmle sonlandırdım Filmekimi maceramı: Tutku (Passion), Onur Savaşı (Jagten), Sevmek Gibi (Like Someone in Love). Aralarında beni en çok etkileyen filmden bahsetmek istiyorum sizlere:


Tutku (Passion)

Uzun bir aradan sonra Brian De Palma, çektiği son filminde de cinayet, psikolojik şiddet, gerilim gibi konuları işliyor. Tutku, adı üstünde tutkularına kapılmış, başta iki sonra üç kadının cinayete varan hayatlarını gösteriyor bize.


Rachel McAdams, Noomi Rapace, Karoline Herfurth, Paul Anderson’ın başarılı oyunculuklarıyla göz doldurduğu film, açılış sekansından itibaren 97 dakika boyunca gerilim yaşatacağının haberini veriyor. Büyük bir reklam şirketinin Almanya’daki şubesinde müdür olan Christine (Rachel McAdams) istediği her şeyi elde eden, bunun için de yalan söylemekten, oyunlar oynamaktan kaçınmayan, güzel ve akıllı bir kadındır.  Isabelle (Noomi Rapace) ise, yaratıcı, çalışkan, kariyer yapmak için uğraşan, tam da Christine’e göre bir yardımcıdır. Başlarda iyi anlaşan bu ikilinin arasındaki ilişki, Christine’nin hırsları yüzünden aralarının bozulmasına sebep olacak ve cinayete kadar sürüklenecektir.

Christine’nin tutku dolu dünyası, cinsel yaşamında da kendini göstermektedir; cinsellik onu eğlendiren bir oyun gibidir, tek bir partnerle sınırlı kalmaz, aşk ve bağlılık ona göre değildir. İş hayatındaysa tamamen başarıya odaklıdır, hayatı elde etme üzerine kurulu olduğundan güvenilmez, tehlikeli ve bunların sonucunda yalnızdır. Isabelle ise başta masumluğuyla göze çarpar, aşk hayatında duygularıyla hareket eder, bu da hata yapmasına sebep olur. O kariyerinde yükselebilmek için adil yollar izler ancak bunun onu başarıya götürmediğini fark etmesi çok geç olmayacaktır. Isabelle’in bunu anlamasından sonraki değişimi oldukça hızlı olacak ve hayatı tahmin edemeyeceğimiz bir şekilde yol alacaktır.

Kimi zaman gerçekle rüyanın iç içe girmesiyle zihni zorlayan, ekran bölme kurgusuyla sinematografik bir estetik yakalayan film, üst sınıfın tutkuları uğruna oynadıkları kirli oyunlar üzerine kurulu dünyalarını, dört kişilik bir ilişki akışı içinde anlatıyor. Bir diğer deyişle süslü, ışıltılı görünen hayatların arkasındaki insanlık dışı olayları gözler önüne seriyor. Ucu açık ve sürpriz bir sonla noktalanan film, De Palma ruhu taşıyan şık bir psikolojik gerilim.

ABD’den önce izlememe fırsat veren Filmekimi’ne teşekkür ederek filmin en kısa zamanda vizyona girmesini umuyor ve kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.

NOT: Filmekimi hafta içi gündüz seans biletleri 5 TL,
Biletix hizmet bedeli 1,5 TL,
Biletix bilet teslim bedeli 4 TL.
Yani, ya Filmekimi Biletix ile çalışmasın ya da Biletix biraz kendine gelse diyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder